Endüstriyel Simbiyoz Üretim Politikası Olmalı
İklim değişikliği, kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği ve sosyal eşitsizlik gibi sorunlarla başa çıkmak için sürdürülebilir politikalar geliştirmek, hem biz bireylerin hem de kurumların sorumluluğundadır. Bu nedenle, sürdürülebilirlik, uzun vadeli refahı sağlamanın ve küresel sorunlara çözüm bulmanın en etkin yollarından biridir.
Bir yandan döngüsel ekonominin geliştirilmesini sağlayan, diğer yandan çevresel fayda üreterek ekonominin ihtiyaç duyduğu girdi tedarikinin daha etkin ve verimli kullanımına katkı sunan Endüstriyel Simbiyoz, EGİAD toplantısında masaya yatırıldı. İzmir Kalkınma Ajansı Yeşil Büyüme Politikaları Birimi Başkanı Emine Bilgen Eymirli’nin konuşmacı olduğu etkinlikte, iklim değişikliği, Paris İklim Anlaşması, AB’nin Yeşil Mutabakatı, ekonomik krizler gibi nedenlerden dolayı döngüsel ekonomi ve endüstriyel simbiyoz kavramlarının gün geçtikçe önem kazandığı vurgulandı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kaan Özhelvacı iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin farkında olarak, endüstriyel işletmelerin ortak kullanılabilecek kaynaklarını paylaşarak karşılıklı fayda sağlamak üzere iş birlikleri kurması gerektiğinin önemine dikkat çekerek, “Ekonomik, çevresel ve toplumsal dengeleri gözeten bu yaklaşım, yalnızca bugünü değil, geleceği de düşünerek hareket etmeyi gerektirir.
İklim değişikliği, kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği ve sosyal eşitsizlik gibi sorunlarla başa çıkmak için sürdürülebilir politikalar geliştirmek, hem biz bireylerin hem de kurumların sorumluluğundadır. Bu nedenle, sürdürülebilirlik, uzun vadeli refahı sağlamanın ve küresel sorunlara çözüm bulmanın en etkin yollarından biridir. Son dönemde İzmir Körfezi’nde yaşadığımız kirlilik ve balık ölümleri, yaz aylarında şehrimizin içine kadar ulaşan orman yangınları, ülkemizden ve dünyadan medyaya yansıyan ve yakından takip ettiğimiz daha pek çok çevre felaketi… Tüm bunlar birey olarak da bizzat yakından hissettiğimiz ve sürdürülebilirliğe yönelik atılması gereken adımların aciliyetini bizlere gösteren önemli gelişmeler oldu” dedi.
Sürdürülebilirliğin, günümüzde işletmeler için de sadece bir tercih olmaktan çıkmış bir zorunluluk haline geldiğini dile getiren EGİAD Başkan Vekili Özhelvacı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Küresel çevresel sorunlar, iklim değişikliği, kaynakların hızla tükenmesi ve artan düzenleyici baskılar, şirketleri daha sürdürülebilir iş modellerine yönlendirmektedir. Sürdürülebilirlik, işletmelerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini dengeleyerek uzun vadeli başarılarını garanti altına almalarını sağlar. Bir işletmenin sürdürülebilirliğini sağlayabilmek üzere son dönemde gündeme gelen kavramlardan birisi de “Endüstriyel Simbiyoz”dur. EGİAD olarak, üyelerimizin ve temsil ettikleri şirketlerin gelişimini sağlamak amacıyla çok sayıda ve farklı nitelikte faaliyetler düzenlemekteyiz.
Bunun yanında şehrimizin ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik çalışmalarımıza da yoğun bir şekilde devam etmekteyiz. Üyelerimizin değerli destekleri ile gerçekleştirmekte olduğumuz tüm bu çalışmalarda, derneğimiz vasıtasıyla yarattığımız değer ve etki hakkında, paydaşlarımızdan çok sayıda olumlu geri bildirim almaktayız. Bu olumlu sonuçlar, genç iş insanı üyelerimizin farklı alanlarda gösterdikleri liderlik sayesinde gerçekleşiyor. Üyelerimizin sürdürülebilirlik konusunda da iş dünyasına liderlik edebilmesi, en büyük hedeflerimizden birisidir. Üyelerimizin, Endüstriyel Simbiyoz kavramı ve bu alanda gerçekleştirilen örnek uygulamalar hakkında bilgilenerek, bu alanda da öncü çalışmalar yapabileceği düşünüyoruz.”
İzmir Kalkınma Ajansı Yeşil Büyüme Politikaları Birimi Başkanı Emine Bilgen Eymirli ise, Endüstriyel Simbiyoz’un, bir işletmenin âtıl kaynaklarının diğer işletmeler tarafından kullanılması olduğunu özetleyerek, “Hammadde alışverişinin ötesinde her türlü kaynağın atık, yan ürün, enerji, altyapı, üst yapı, lojistik ve benzeri alanlarda karşılıklı fayda sağlamak üzere paylaşımıdır. Sadece bir değiş-tokuş değil; işletmeler arasında uzun süreli işbirliklerinin kurulmasıdır. Örneğin gıda atıklarından organik gübre, Dökümhane Ocak cüruflarının yol yapımında kullanımı, şeker üretimi kalsit atıklarından seramik imalatı, zeytin çekirdeklerinden deri üretimi, pirinadan yakıt üretimi yapılabilmekte.
Çevresel sorunlara yönelik olarak geliştirilmiş bir çözüm aracı gibi düşünülse de Endüstriyel Simbiyoz uygulamaları firmalara önemli ekonomik kazanımlar sağlamaktadır. İşletmeler bu yöntemle üretim maliyetlerini düşürmekte, atık ve yan ürünlerden ek gelir elde etmekte, oluşturulan işbirliği ortamı ile teknoloji altyapılarını geliştirmekte ve yeni pazar fırsatları elde etmektedir” dedi. İzmir Endüstriyel Simbiyoz Projesi ile de bilgi veren Eymirli, “İzmir Endüstriyel Projesi’nin temel hedefi, İzmir Bölgesi için uygulanabilecek bir Endüstriyel Simbiyoz modelinin ortaya konması ve sonrasında ulusal düzeye yaygınlaştırılmasıdır. 2021-2025 dönemini kapsayacak bir operasyonel program olarak kurgulanan proje; sürdürülebilir Endüstriyel Simbiyoz bağlantılarını kullanarak, endüstriyel atık miktarını azaltarak; insan ve çevre sağlığını iyileştirmeyi, endüstri sektöründeki tedarik zinciri ilişkilerini çeşitlendirmeyi amaçlamaktadır.” dedi.